Arkadaşlar bu röportaj AHA grubunun olduğu zamana ait.. Ben ortaokul öğrencisiydim o zamanlar..Ve o dönemde Top-pop, Popsi gibi bir sürü dergiler vardı.. Bende her hafta alırdım.. Gençlik işte..Gülümseme) Deprem zamanı evden bir sürü albümüm çalınmıştı ama sağ olsunlar dergileri mi bırakmışlar.. Ve geçenlerde kıyıp atamadığım dergilerim tekrar elime geçtiiiii.. Şöyle bakim neler var içlerinde neden bu kadar müptelasıymışım derken acaba HAKANım da var mıdır diye düşündüm.. Daha ayrıntılı bakmaya başladım ve sonuç olarak bu röportajı gördüm.. Dünyalar benim oldu gerçekten.. Dedim bu dergi de hazine varmış..Gülümseme)) HAKANımız bugün nasılsa 11 sene önce de aynıymış.. Kendinden, düşüncelerinden, müziğinden hiç taviz vermemiş.. Röp. AHA grubuyla yapılmış gibi görünse de HAKANımız kendini daha bir göstermiş.. Hepinize iyi okuyuşlar.. Göz kırpan (mavi yansıma)
AYŞE’NİN GÜLÜ BUDANDI VEEE..
İKİNCİ ALBÜMÜNÜZLE BİRLİKTE GRUPTAKİ AYŞE’LER DEĞİŞTİ. BUNU ANLATIR MISINIZ?
HAKAN ALTUN: Diğer Ayşe ile de iyi bir beraberliğimiz vardı ama ikinci kasetin çalışmaları başladığında bazı konularda anlaşamadık. Hem hayat felsefesi hem de müzik olarak ters düştüğümüz noktalar oldu. Zaten normalde de aramızda bu tip problemler oluyordu. Üç kişinin aynı fikirde olması, aynı şeyleri hissetmesi mümkün değil. Biz bunu konuşarak aza indirgeyip anlaşıyorduk ama aramızdaki problem büyüdü ve grubun ileriye dönük projeleri açısından ayrılmaya karar verdik. Ayşegül, zaten okuldan arkadaşımızdı, bu ayrılıktan sonra kendisiyle konuştuk. Ayrılık, kasete iki gün kala meydana gelmişti. Çok sevimsiz bir olaydı. Ama Ayşe’nin aramıza gelmesi çok tatlı bir olaydı. Okuldan arkadaşımız olduğu için bize çok çabuk uyum sağladı. Hayat ve müzik felsefesi olarak anlaştık ve bu işe başlamaya karar verdik. Bundan sonra da grubumuzu böyle götürmeyi amaçlıyoruz.
İLK AYŞE İLE HAYAT GÖRÜŞLERİNİZİN FARKLI OLDUĞUNU BAŞTAN ANLAMADINZ MI? BU TİP PROBLEMLER ÇIKMADI MI?
HAKAN ALTUN: En başta çıkmadı.
Aykut: Çünkü ilk kasetimiz çıktığı zaman bu kadar yoğun yaşamıyorduk. Gitgide çevremiz genişledi. Bizim sosyal çevremiz biraz geniş. Bu nedenle katılmamız gereken şeyler veya bir arada olmamız gereken insanlar oluyordu. Tabii bu sorunlar zamanla ortaya çıktı. En başta bu kadar yoğun olmadığımız için bunu tartamıyorduk.
Ayşe: Ben stüdyo aşamasında geldim. Hurşit Yenigün ile bir sene kadar bir çalışmam olmuştu. Zaten daha önceden de grup ortamında çalıştığım için grupta değişik görüşler olacağını biliyordum. Fakat bir yerde buluşmak, değişik görüşleri bir yerde toparlayıp anlaşmak gerekiyor. Stüdyo aşamasında geldim, üç aydır birlikteyiz. Şu anda grupla birlikte çalışmalarımızı sürdürüyoruz ve çok memnunuz. Okul arkadaşı olduğumuz için anlaşmak zor olmadı.
YANİ AYŞE’NİN GELMESİNDE İSİM OLARAK PROBLEM YAŞADINIZ MI?
HAKAN ALTUN: Ayşe’nin esas adı Kader Ayşegül. Aykut, HAKAN, Kader olsun istemedik. Ayşe de AHA’nın bozulmasını istemedi. Ayşe’nin güzel bir deyimi var;”gülü de budadık” diyor.
İKİNCİ ALBÜMÜNÜZÜ DİNLİYORUZ AMA MACERASINI SİZDEN DUYMAK İSTİYORUZ…
Aykut: İkinci kasetimiz yaklaşık on gün önce çıktı.”Günahı Boynuma”.ilk klibi söz ve müziği HAKAN’a ait “Memleketim” adlı parçaya çektik. Kasetin yönetmeni Ercan Saatçi. Kasetin içinde üç şarkının söz ve müziği HAKAN’a ait. Birinin sözünü HAKAN’la beraber yazdık, müziğini Ercan Saatçi yaptı. Ayrıca Ercan Saatçinin parçaları var. Sözü Ercan Saatçiye, müzik ve düzenlemesi Feyyaz Kuruş’a ait bir parça var. Son olarak, yine söz ve müzik Ercan Saatçiye, düzenleme Aykut Gürel’e ait olan bir parçamız var. Böyle renkli bir kaset oldu. Birçok canlı enstrüman kullanıldı. Türk Müziği, Türk Halk Müziği sazları, batı müziği sazları çok kullanıldı. Bize bu konuda geniş bir ufuk açtı. Prodüktörümüz de bu konuda bize çok geniş bir ufuk açtı. Çok rahat çalıştık.
İLK KASETTEN FARKI NEDİR?
HAKAN ALTUN: Bir kere sound olarak çok farklı. Canlı enstrümanların bolca kullanıldığı çalışmalar hep renkli ve iyi sound’lu olur. Biz ilk kasetimizde istediğimiz parçaları koyamamıştık. İkincisinde tamamen kendi isteklerimizi, kendi söz yazarı ve besteci kimliğimizi de koyduk. En nihayetinde, hepimiz konservatuar mezunuyuz, biz de kendi parçalarımızı, bestelerimizi yapabiliyoruz. Ayrıca kendi yaptığımız parçalar da çok beğeniliyor. Özellikle benim yaptığım Memleketim parçası çok beğenildi. Biz zaten bu işi yapabildiğimize göre neden başkalarının parçalarını okuyoruz diye düşündük ve kendi parçalarımızı da kasete koyduk. Bunda da sanırım başarılı olduk. Çünkü insanların tepkisi gerçekten çok iyi. Açıkça konuşmak gerekirse, umduğumuzdan çok iyi gidiyor. Çünkü bu kaset kötü bir dönemde çıktı. Ancak ilk kasetle arasında kulakla duyulur şekilde çok büyük fark var. Türkiye’de prodüktörlerin baskısı var ve her sanatçı istediği şeyi yapamıyor. Yönlendiren birtakım insanlar var. Öyle bir camia ki, güncel olanı yapmak zorundasınız. Mesela; Türk Halk Müziği ile uğraşıyorsun ama popüler müzik güncelse, ona doğru teşvik ediliyorsun. İlk istediklerimiz olmadı ilk kasette. Bu kasette hiçbir şeye karışılmadı. Tamamen bizim isteklerimiz doğrultusunda bu albümün bitmesine yardımcı olduğu için Şahin Özer’e çok teşekkür ediyoruz.
İLK KLİBİNİZ KALABALIK VE RENKLİ..
Klibimizde futbolcuları ve basketbolcuları kullandık. Bizim ilk kasetimizde de futbolcular vardı. Bu kez futbolcular, basketbolcular, güreşçiler, boksörler kullanmak istedik ama milli sporcular Akdeniz Oyunları’na gittiler, kullanamadık. Sadece burada olanlarla klibi çektik. Memleket parçası olduğu için, Anadolu takımlarında oynayanları da klipte oynattık. Tabii yalnızca sporcular değil, Türk halkı da vardı. Memleket sevgisini anlatan bir klip oldu. Klibimizi Kamil Aydın çekti.
GRUP OLMANIN ZORLUKLARI NELER?
Ayşe: Değişik fikirler her zaman oluyor, ama avantajları daha fazla. Mesela, sahne hayatında fazla yorulmuyorsunuz. Birlikte bir şeyler paylaşmak çok daha güzel. Dezavantajlarını fazla yaşamıyorum.
Aykut: Sorunları en aza indirgediğiniz sürece ve karşılıklı konuşarak bir yere varıldığı sürece bütün zorlukları yeniyorsunuz. Biz HAKAN’la yedi senedir beraberiz. Birbirimizi o kadar iyi tanıyoruz ki, birimizin nerede ne söyleyebileceğimizi tahmin edebiliyoruz. Onun için büyük bir sorun yaşamıyoruz.
HAKAN ALTUN: Günümüze gelen gruplara baktığımız zaman çoğu ayrılmış. Hep uyum içinde olmak lazım. Mesela, ben kot pantolon sevmiyorum, ama Aykut seviyor. Öyle bir gün geliyor ki, benimde giymem gerekiyor ya da kıyafet problem oluyor. Bir kulisi paylaşmamız gerekiyor, ama Ayşe en nihayetinde bayan ve her ne kadar birbirimizi kardeş olarak görsek de insanlar çekiniyor. Bazı problemler çıkabiliyor. Böyle ufak tefek, güncel, ailede yaşanacak problemleri biz de yaşıyoruz. İnsanlar birbirine kulak verdiği sürece hiçbir grubun ayrılmasına gerek yok.
BELKİ YİNE DE SOLO ALBÜMLER YAPMA FİKRİNİZ VARDIR..
HAKAN ALTUN: Biz müziği bırakamayız. Ben konservatuar mezunuyum. Ben 11 yaşından 24 yaşına kadar müzik dersi gördüm. Müzikten başka bir şey bilmem. Muhakkak müzikle iç içe olmam lazım. Yorumcu ya da besteci kimliğimizle bir şeyler yapmamız lazım. İlla ki bu camianın içinde olmalıyız. Kopmak mümkün değil. Ama inşallah ayrılık olmaz. Çünkü ayrılık olduğu zaman hep insanların gördüğü bir film gibi olacak.
Aykut: Mühim olan, zor olanı başarmaktır.
ÜÇÜNCÜ ALBÜMÜNÜZ SADECE SİZE AİT PARÇALARDAN MI OLUŞACAK, YOKSA YİNE BAŞKA İMZALAR DA OLACAK MI?
HAKAN ALTUN: Bence öyle olacak. İlk kasette bir taneydi, ikincisinde üç tane, üçüncü kasette on tane olacak. Tabii çok iyi aranjör ve müzik yönetmeni ile çalışmak lazım. Çünkü aranjörlük çok ayrı bir iş. Her şeyi biz yapacağız diye megalomanlık yapmak da yanlış olur. Ayşe’nin birçok bestesi var, stüdyo aşamasında geldiği için onun şarkılarını değerlendiremedik, ama üçüncü kaset için oturup hepsini değerlendireceğiz. Bana kalsaydı, bu kasette de bütün şarkıların bize ait olmasını isterdim.
GRUPLARIN KENDİ SÖZLERİNİ VE BESTELERİNİ KENDİLERİNİN YAPMASI GEREKİR,GRUP OLMANIN AMACI DA BUDUR DİYE BİR DÜŞÜNCE VARDIR..
HAKAN ALTUN: Buna ben de çok karşıyım. Benim müzik felsefem de bu doğrultuda. Yorum tabii ki önemli ama yorumcu olarak katıldığınız albümlerde söz ve müziklere de sahip olmanız lazım. Bir bestecinin, her zaman kendi parçasını çok daha iyi seslendireceğine inanıyorum.
BU PİYASADAKİ HEDEFİNİZ NEDİR?
HAKAN ALTUN: Hedef bence kalıcı olmak. Birine on beş yıl önce kimi dinlediğini sorduğunuzda; MFÖ, Cem Karaca der. Bu insanlar kalıcıdır. Damgasını vurmuştur. Unutulmayacak isimlerdir.15-20 yıl sonra –ki bir şekilde yorumculuğu bırakacağız- 35-40 yaşında birine sorulduğunda gençken kimi dinliyordunuz diye, “Bir AHA grubu vardı” demeleri büyük mutluluk. Benim çocuğuma, “Baban çok iyi müzik yapıyordu” demeleri de benim için büyük haz.
KALICILIĞI NASIL BAŞARACAKSINIZ?
HAKAN ALTUN: Kendi parçalarınız beğenildiği zaman, kalıcı olacaksınız. Mesela bir Ayten Alpman’ın bir Memleketim şarkısı vardı. Şimdi bizim parçamız da, insanlar bu şarkıyı beğendiği sürece kalıcı olacak.
PİYASA ÇOK DURGUNKEN KASETİ ÇIKARMAK ZOR OLMADI?
Aykut: Aslında dönem olarak kötüydü ama biz çıkartalım dedik. Çünkü özellikle Memleketim parçasının bu dönemde dinlenilmesi gerekiyordu. Onun için, -risk deniliyorsa- böyle bir riske girdik. Ama şu anda memnunuz. Demek ki yanlış düşünmüşüz. Bu on gün içindeki duyumlardan, eleştirilerden memnunuz.
TÜRK HALKININ BÖYLE BİR PARÇAYA İHTİYACI MI VARDI?
HAKAN ALTUN: Ben bu parayı zaten ülkenin durumu kötü, politikacılar birbirini yiyorlar, ülkenin ekonomik durumu kötü diye, “Bak Memleketimi yaparsam bu parça gider, herkes gaza gelir, kaseti alır” demedim. Bu parçayı 15 dakikada yaptım. Elime gitarı aldığım an, sözler ve müzikler bir anda çıktı. Vicdanım rahat, Allah’tan başka kimseye de hesap verme durumum yok. İnsanlar nedense bu eşsiz ülkeye zarar vermeye çalışıyor.
İKİNCİ KLİP İÇİN KARAR VERİLDİ Mİ?
HAKAN ALTUN: Bizim düşüncemiz bir slow, bir hızlı parça. Bu nedenle Memleketimden sonra hızlı bir parçaya çekeceğiz. Ayşe belirledi, ama sürpriz olsun söylemeyelim.
AYŞE, GRUBUN TEK BAYAN ELEMANI OLMAK NASIL?
Ayşe: Gerçekten iki yakışıklı beyle birlikte olmak her bayanın isteyeceği bir şey. Birlikte çok eğleniyoruz.
HAKAN ALTUN: Ayşe iki erkekle değil, bizim orkestranın diğer elemanları ile birlikte sekiz erkeğin arasında. Yani, el bebek gül bebek.
SAHNE ÇALIŞMASI NASIL GİDİYOR?
HAKAN ALTUN: Biz sahneyi hiç bırakmadık, senelerden beri çalışıyoruz. Eğlenmeyi de, eğlendirmeyi de çok seviyoruz. Sahnede eğleniyoruz ama hiçbir zaman bunu görev olarak yapmadım kendi adıma.
Aykut: Yeter ki dinleyici iyi olsun. Dinleyici tansiyonu bize verdiği zaman, çok iyi program oluyor.
Ayşe: Ben de birkaç gece çalışmadığım zaman özlüyorum.
AŞK VE SEVGİ…HAYATINIZDAKİ ÖNEMİ NEDİR?
Aykut: Aşık olmak, sevmek güzel bir şey. Allah herkese nasip etsin.
Ayşe: Sevgi, dünyanın en güzel duygusu. Ben ülkemi seviyorum, insanları seviyorum, ailemi seviyorum. Hiç aşık olmadım ama olmayı çok istiyorum.
HAKAN ALTUN: Bence sevmek ve sevilmek dünyanın en güzel şeyi. Aşk , çok değişik duygular içeriyor. Birkaç kere aşık oldum. Ama şu sıralar vakit ayıramıyorum.
Röportaj: Sonay SAYILAN’a ait.
Fotoğraflar: Gül GÜLBAHAR’a ve buraya çekip koyduğum içinde bana ait.Gülümseme)
Yorum Yok