Hayranlarının ‘Aşk Adamı’ diye tanımladıkları Hakan Altun, ekim ayında yeni bir albümle sevenleriyle buluşmaya hazırlanıyor. Hem yeni albümünü hem de aşk hayatını konuştuğumuz Altun, “Bazı sevdalılarım beni anlamadı” diyor.
Kaynak: aksam.com.tr
AYSUN YILDIZ
[email protected]
Terk eden sevgiliye ‘Başka Ten Uymuyor’ dedi bazen, bazen ‘Ruh İkizi’yle isyan etti, bazen de üzülüp ‘Kıyamadım’ dedi. Yüzlerce şarkısıyla derman oldu sevenlere. Kendisine yakıştırılan ‘Aşk Adamı’ tanımının hakkını verdi. Onun şarkılarıyla aşık olduk, ayrılık acımızı yine onun şarkılarıyla yaşadık… Hakan Altun yıllardır çizgisini, duruşunu ve efendiliğini bozmadan devam ediyor yoluna. Ekim ayında yeni bir albümle çıkış yapacak olan Altun’u evinde ziyaret ettik. Gayet sıcak karşıladı bizi, ünlü biri gibi davranmaktan hoşlanmıyor. Sanki bizi yıllardır tanışıyormuş gibi başladık sohbete. İşte nevi şahsına münhasır bir adamla yaptığımız özel bir söyleşi…
Dedemin İlahileri adlı bir albüm çıkardınız. Beklentileriniz neydi?
Bu benim manevi bir sözümdü. Asla ticari amaçla yapılan bir proje değil, promosyonunu bile yapmadım. Konservatuvarda okurken dedeme; “Profesyonel olarak müzikle ilgilenirsem, sizin bestelerinizden oluşan bir ilahi albüm çıkaracağım” diye söz vermiştim. Çünkü 11 yaşında konservatuvara girmeme vesile olan, beni müzikle tanıştıran kişi; dedem Zeki Altun’dur. Ona verdiğim sözü tuttum. Sözümü tutmanın mutluluğunu yaşıyorum. Hayat felsefemde, söz ağızdan çıktığı zaman yerine getirmezsem kendimi dünyanın en rahatsız insanı hissederim. Bu albümden elde edilecek gelirler Siirt’te dedelerimin adına bir okul yaptıracağım. İnşallah Allah nasip eder.
Dinleyici İlahi söylemenizi nasıl buldu?
Dinleyenler çok seviyor. Tasavvuf musikisini çok severim, bir ara üç sene sadece tasavvuf musikisiyle ilgilenmiştim. Okulda ut çalardım. Öğrenciydim ama dedemin yanında meşklere giderdim. Hep bir ilgim vardı. Bu albümde normal bestekârların ilahileri olsa zaten okumazdım. İlahiler, sadece dedeme ait olduğu için böyle bir projeye imza attık. İnşallah Allah bizi utandırmamıştır.
Albümden haberi olmayanlar da var…
Evet, çünkü şirketime, “Sadece bir klip çekeriz” demiştim. Asla televizyon programlarına katılmam çünkü benim dünyevi müzik hayatım devam ediyor. İlk başlarda insanlar yanlış anlar diye de korktum. Döneme ayak uyduran şarkıcılar vardır ya, o dönem gündem neyse ona ayak uydururlar. İlahilerini okuduğum zatı muhterimin soyadı ‘Altun’, o da benim dedem olduğu için böyle bir proje oldu.
BABAM ESKİ FUTBOLCU
Küçüklüğünüz dedenizin yanında geçmiş, nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Yaramaz bir çocuk değildim. Ne görev verilirse yerine getirmeden asla rahat etmezdim. Mesela şampuan almam gerekiyor ve bizim bakkalda yok. Birkaç mahalle dolaşıp o şampuanı, ailemi mutlu etmek adına illaki bulurdum. Yaşıtlarım dışarıda top oynarken ben ut çalalardım. Hayatım 11 yaşında şekil almaya başladı. Müzik benim için gerçekten vazgeçilmez oldu. Babam eski milli futbolcuydu, ben de futbolcu olmak istiyordum ama iyi ki olmamışım, iyi ki başka meslekle uğraşmamışım, iyi ki istediğim o Fransız okulunu kazanmamışım ve iyi ki müzikle tanışmışım (gülüyor).
Futbolcu olmanızı aileniz istiyor muydu?
Ailem hiç karışmazdı. Babam futbolcuydu ama futbolcu olmama çok sıcak bakmıyordu. 5-6 sene çeşitli amatör takımlarda lisanslı futbol oynadım. Bir gün maçta bileğim kırıldı. Ertesi gün ut sınavım vardı ve bileğim kırıldığı için sınava katılamadım, hayatımda ilk defa bütünlemeye o zaman kaldım.
Çok üzüldüm, enstrümanıma hâkimdim ama bizim okulda elin alçılı bile olsa o udu çalmadan sınıf geçirmezlerdi adama. Sonra soğudum futboldan. Bileğimin çatlaması belki de iyi oldu. Ailem “Senin yolun müziktir” derdi. Bir de babam bana o zaman çok ağır bir şey söylemişti üzülmüştüm.
Ne söylemişti?
“Senden futbolcu olmaz” demişti (kahkahalar). Yıkıldım! İstediğim şey gerçekten futbolcu olmaktı ama iyi ki olmamışım, iyi ki müzik olmuş hayatımda.
Siz de her çocuk gibi doktor veya ğretmen olmak istemediniz mi?
Doktor olmayı çok istiyordum. Bir de ne alakaysa herkes cerrah olmayı ister, ben kulak-burun-boğaz doktoru olmak istiyormuşum (kahkahalar).
Şu an bir albüm aşamasındasınız ekim gibi çıkacak sanırım?
Evet, inşallah ekim gibi çıkar. Yine slow şarkıların ağırlıklı olduğu, söz ve müziklerini yaptığım, ‘aşk şarkıları’ diyebiliriz.
10 şarkıdan oluşacak bir albüm olacak. Bir tane hareketli şarkı var.
ALBÜMDE DÜET OLMAYACAK
Sürpriz var mı?
Var, eski şarkılardan cover yaptık.
Düet yok bu albümde o zaman?
Yok, yalnız kaldım (kahkahalar).
Gece programlarını bırakmayı düşünüyordunuz ne oldu?
Yıllardan beri gece geç saatlerde sahneye çıkıyorum. Hafta sonları gece saat 2’de sahneye çıkıp sabahın ilk ışıklarına kadar şarkı söylüyorum. Eve gidip uyumam saat 7’yi buluyor. Yaş 43 oldu. Daha düzenli bir hayat istiyorum. Bu yüzden daha çok konser vermek ve daha erken saatlerde program yapan mekânlarda sahneye çıkmak istiyorum.
Biraz geçmişe gidersek, öğrencilik yıllarınız nasıl geçti?
Üniversite okurken aileme yük olmamak için çalışıyordum. Para kazanmaya, 16-17 yaşlarımda enstrüman çalarak başladım. Pavyonlarda bile çaldım. Hasbelkader şarkıcı oldum. Aykut ve Ayşe’yle ‘okul harçlıklarımızı çıkaralım’ diye başladık. Profesyonel olarak iki albüm yaptık. Sonra askerde bir karar aldım. ‘Yüreğimden çıkan şarkıları bir albümde toplayacağım’ diye. O da ‘Hani Bekleyecektin’ oldu ki askerliğe kadar hiç söz yazamazdım. Askerde keşfettim söz yazabildiğimi. Çünkü askerde emirle kalkıyorsunuz ama emirle uyumuyorsunuz. Saat 9’ da ışıklar kapanıyor “Uyu” deniliyor. Zaten gecesi gündüzüne karışan bir adamım. Uyu uyuyabilirsen… Bu arada geceyi gündüzden daha çok seviyorum.
O zaman o sevilen şarkı sözlerinizin hepsi askerden sonra mı ortaya çıktı?
(Gülüyor) Evet, askerdeyken başladım ve gerisi geldi. Şu an 200 üzerinde şarkım ve bestem var. Bu çıkacak albüm; 11. Albüm olacak. 15 yılda 11 albüm… Buradan müzikseverlere teşekkür ediyorum. Çünkü bu yolculukta kendinizi yalnız hissederseniz devam edemez, geri dönebilirsiniz. Eğer kendi şarkılarımı yazmasaydım asla şarkıcı olmayacaktım. Herhalde devlet korosunda, devlet sanatçısı olarak çalışıyor olurdum şu an.
HAYATIMDA KİMSE YOK
“İyi bir sevgili değilim” demişsiniz. Neden?
25 yıldan beri hep geceleri çalıştım. Bir erkeğin, kadınının yanında olması gerektiği anlarda ben olamadım. Bu benim hayatla mücadelemdi. Aileme bakıyorum, bir sevdalım olursa ona ve gelecekteki çocuklarımıza iyi bir hayat sağlamak için çalışıyordum. Sağ olsun bazı sevdalılarım beni anlamadı (gülüyor). Sen sormadan söyleyeyim şu an hayatımda kimse yok.
“Aşktan ilham alarak şarkı sözleri yazıyorum” demişsiniz. Şu an âşık değilseniz, yeni albümün şarkıları nasıl çıktı ortaya?
Ama yaşadıklarınızın üzerinden 10 yıl bile geçse, bazen o duygular; hüzün, mutluluk bir an gelir tazelenir. Sadece kendi yaşadıklarım değil, siz de bana bir hikâyenizi anlatsanız, etkilenip yazabilirim. Allah’a hep şükür ediyorum, böyle bir yeti vermiş.
Peki, aşkınızı nasıl yaşarsınız?
Dostlarım bana çok kızarlar. Gözüm kararıyormuş, aşkımdan başka kimseyi gözüm görmüyormuş. “Unuttun bizi” diye söylenirler hep. Ben aşkımı, yoğun yaşar ve yaşatırım. Karşımdakinin de yoğun yaşatmasını isterim. Bana göre aşk; yaradan tarafından gönderilen, en efsunlu duygu.
Evlenmek istiyor musunuz?
Tabii… Aşık olduğum biriyle evlenip çocuğum olsun istiyorum. Mantık evliliği yapamam. Duygularıyla hareket eden biriyim.
Bekar bir adamın düzeni zor
Ama gece çalışıyorsunuz nasıl olacak?
Evlenince değişecek her şey (kahkahalar). Bekâr bir adamın düzeni zor, hele ki gece çalışıyorsa. Mesela benim çarşamba, cuma, cumartesi saat 5 gibi bitiyor programım. Pazartesi dengeyi kuramıyorum. Çünkü geç yatıp geç kalkıyorum. Ama evlenince değişiyormuş bu düzen. Çünkü hanım “Hakan, bu gece yine mi sabahlayacaksın?”diyecek. Ben, “Olur mu hanım?” diyeceğim (kahkahalar)…
Sizi korkutan bir kadın tipi var mı?
Beni korkutan insan tipi var. Yüreğinde art niyet olan kötü ve aşırı derecede kıskanç insanlardan korkuyorum. Egolarını ve komplekslerini yenemeyen kadınlardan da çok korkarım. Kendi adıma hep şunu söylerim “Egolarımı, komplekslerimi bir sandığa kilitledim ve okyanusa attım. Bir daha bir ömür boyu görmeyeceğim onları”.
Sizi en çok hayal kırıklığına uğratan ne olur?
Sözlerinde durmamaları. Yaradan’a çok inanırım ve yaradan, “Neyle gelirsen gel, kul hakkıyla gelme” diyor. Bana göre kul hakkını yemek, dünyadaki en büyük ahlaksızlıklardan biri. Yalan söylüyorlar, hem de gözlerimin içine bakarak. Beni; sevmediğim insan üzemez ancak sevdiğim üzer.
Yazdığınız bir şarkı için “Bu isim okumalı” diyor musunuz?
Tabii, bazen öyle mutlu oluyorum ki ‘iyi ki o okumuş’ diyorum. Bazen de ‘Vay be niye böyle oldu?’ diyorum.
Yazık oldu diyorsunuz yani…
(Gülüyor) “Yazık oldu” demiyorum ama “Daha iyi olmalıydı” diyorum.
Bir sanatçı, bir şarkıyı okuduğu zaman, o şarkı onun takım elbisesi ya da kıyafeti gibi olmalı. Söz müzik, Hakan Altun
olması önemli değil.
İNTERNET KULLANMIYORUM
Sosyal medyada olmayan nadir ünlülerdensiniz…
Böyle daha rahatım. Sosyal medyayı iyi kullananlar kadar kötü kullananlar da var. İnsanların sanal ortamdan dolayı maneviyatlarını kaybettiklerini düşünüyorum. Instagram, Twitter, Facebook hiçbir şeyim yok. Sadece bir mail adresim var çünkü şarkı gönderiyorlar. Maili alıyorum ama cevap yazamıyorum. O kadar sıkıntılıyım yani (gülüyor). Yazıklar olsun bana (gülüyor). Arkadaşlarımın esir olduğunu görüyorum. Sürekli telefon ellerinde internetin çekmediği bir yerde krize girenleri gördüm. Bunlarda şarkıcı arkadaşlarım isimlerini söylemeyeyim üzülürler (gülüyor).
O zaman kötü bir haberimiz var. Albüm satışları dijital ortam üzerinden yapılacakmış…
Ben internet kullanmadığım için dinleyemeyeceğim o zaman (kahkahalar).
Hiç hayranlarınızla sorun yaşadınız mı, size âşık olanlar…
Oluyor öyle şeyle. İnsanları severim, tebessüm sadakadır benim felsefemde. Ama bazen insanlar bu iyi niyetleri suiistimal edebiliyor.
Sahnede neler oluyor?
Kulise çok hediyeler geliyor.
Ya sokakta?
Bakkala da iniyorum. Görüyorlar “Hakan Altun değil misiniz?” diye soruyorlar. Evet, ben de ekmeğimi kendim almak isterim, benim de hakkım. Kendimi çok soyutlayan biri değilim.
Zaten dışarıda da pek göremiyoruz sizi…
Çok kalabalık her yer. Geçen hafta Çeşme’de arkadaşımın yeriydi yemek yemeğe gittik. Yemin ediyorum yemek yiyemedim. Çünkü bir kişi gelip “Fotoğraf çekilebilir miyiz?” diye sorduğunda “Hayır” diyemem.
30 saniye harcarım beni seven insan için. İnsan sevmediği insanla resim çektirmez. Bütün şarkıcı arkadaşlarıma da anlatıyorum; “Kimseyi kırmayın bir insanı mutlu etmek 30 saniye” diyorum…
O zaman ben de 30 saniyenizi alacağım.
Tabii (kahkahalar).
3 yorum
Gülcan kurban
Hakan Altun duygularınıza yüreğine sağlık kendinizi çok güzel anlatmissınız dedenizin mekanı cennet olsun iyiki sizi böyle müzik hayatında yanınızda olmuş anneciğini ve saygılı babacığınız sizin gibi saygılı iyi bir evlat yetistirmisler
Hüzün Çiçeği
Bu yazıyı okuyunca hayranlığım bir kat daha arttı….
Emirhan KARACA
Sen bizim Ailemizden birisin.Çünkü efendiligin mütevazi duruşunu hiç bozmadın.yeni albümü heyecanla bekliyorum.çıksın artık ama albümümüz 🙂