Sekiz yıl önce beynindeki tümör nedeniyle ameliyat olan Hakan Altun, ilaçlarla yaşamak zorunda olduğunu anlattı: Nöbetleri önleyici ilaçlar alıyorum. Yılda bir kez MR’a giriyorum. İlaçlarım ailem gibi oldu, bu şekilde yaşamaya alıştım. Ömür boyu bedbaht olamam.

Romantik şarkıların ünlü sesi Hakan Altun, ‘Aşk Lütfen Gel’ isimli yeni albümüyle hayranlarıyla buluştu. Ünlü şarkıcı, projelerini ve yıllar önce geçirdiği hastalığın etkilerini GÜNAYDIN’a anlattı…
Yeni albümde hep slow parçalar mı var?
12 şarkı var; 10’u slow, ikisi hareketli. Albüme adını veren ‘Aşk Lütfen Gel’in sözlerini de ben yazdım.
Neden hep duygusal parçalar söylemeyi tercih ediyorsunuz? Ruh haliniz mi öyle gerektiriyor?
Yüzümden tebessüm eksik olmasın diye hep Allah’a dua ediyorum ama içimden slow şarkılar yazmak geliyor. Peygamber Efendimiz, ‘Tebessüm sadakadır’ demiş, o lafı çok severim. Bazen bana yazıyorlar, ‘Abi seni hep gülerken görüyoruz ama şarkılarında hep ağlayan ve ağlatan bir adam durumundasın’ diye.
Peki albümün satışıyla ilgili beklentiniz yüksek mi?
Sektörün yerlerde süründüğünü biliyorum; albümün ne kadar satıp satmayacağını da biliyorum. Arkadaşlarım diyor ki, “Oğlum, manyak mısın? Millet iki şarkılık single’lar yapıyor.” Türkiye’de muhtemelen CD bitecek ama ben direneceğim. Şarkılar benim bilgisayarımda duracağına, müzikseverlerle paylaşayım istiyorum.
Bu, 11’inci albümünüz. Yola çıkarken hedefiniz neydi?
Yola çıkarken, yüreğimden çıkan sözleri ve müzikleri şarkı haline getirip insanlara aktarmak, onlarla paylaşmaktı amacım… Yalnız kaldığınızı hissettiğiniz an, o yolda yürüyemezsiniz çünkü size ışığı tutan, insanlardır. Bana da şevk veren buydu. İnşallah müzikseverler, bu albümümü de beğenir. Ben zaten içime sinmeyen bir şeye asla imzamı atıp piyasaya çıkartmam.

BESTELERİ BEDAVA VERİYORUM

Unkapanı ne durumda peki?
Unkapanı’nda her gün bir kepenk kapanıyor. Satış olmadığı için prodüktörler sanatçısına gereken değeri vermiyor. Bu duruma gelinmesinde sosyal ağların da etkisi oldu tabii. 15-20 sene önce İbrahim Tatlıses ve Cengiz Kurtoğlu’nun albümü çıkacağı zaman kuyruklar olurmuş Unkapanı’nda. Şimdi şarkıların hepsi bir tuşla elinizin altında. Şarkıcılar, konserlerle kendini döndürür ama yapımcılar tükendi. Ben besteciyim, 70-80 şarkım var ama kime 20-30 bin liraya beste satayım? Albüm, 10 bin bile satmıyor ki! Bestelerimin çoğu hediyedir; bedava veriyorum. O işten hiç para kazanmadım; kiminin parası, kiminin duası…
Yıllar önce bir rahatsızlık geçirmiştiniz. Şimdi sağlığınız nasıl?
2007’de rahatsızlandım ve annemin yanına gittim. Akşam yemek yedik, sonra dudaklarıma bir titreme geldi. Nöbet başladı; hemen hastaneye kaldırıldım. Çekilen tomografide beynimde mandalinadan büyük tümör çıktı. Hemen ameliyat dediler; oldum. Altı ay sonra başka bir bölgeye iltihap aktığı için ikinci kez ameliyat oldum. O dönem biraz moralim bozuldu ama şükürler olsun atlattım.
İlaç kullanmaya devam mı?
İlaç tedavisi devam ediyor, yılda bir kere MR’a giriyorum. O nöbetleri engelleyici ilaçlar içiyorum. İlaçlarla yaşamayı öğrendim. Sabah kalkınca elimizi yüzümüzü yıkarız ya, ben de onların ardından ilaçlarımı kullanıyorum işte. İlaçlarım, ailem gibi oldu çünkü böyle yaşamak zorundayım.
Ya ilaç almayı unutursanız?
İlaçlarımı içmediğim zaman sıkıntı olacakmış gibi hissediyorum. Nöbet geldiğinde sol tarafıma geliyor; ağzımın, yanağımın kasıldığını hissediyorum. Nöbet esnasında çok ağrı çekiyorsunuz, derdinizi anlatamıyorsunuz. Nefesiniz kesiliyor falan…

İKİ YIL ASANSÖRE BİNMEYE KORKTUM

Hastalığınız, psikolojinizi bozdu mu?
Bozmaz mı; hastalığın ismi bile ürkütücü. Allah kimseye vermesin; ameliyatta kafatasınızı açıyorlar… O nöbet anı aklınızdan gitmiyor bir süre. Bir-iki sene çok sıkıntılı geçti; panik ataklar yaşadım. Ameliyattan sonra korkudan iki sene asansöre binemedim. Araba kullanmam da yasak. Bu sorunları kafamda çözmeye çalıştım çünkü ömür boyu bedbaht biri olarak yaşayamam.
Bunlar, hayata bakışınızı nasıl etkiledi?
Hayata hep güzel bakıyorum, moralle yaşıyorum. Moralim iyi olursa, hastalanmayacağımı düşünüyorum. Hep bir mutsuzluk var insanlarda, kimse şükretmeyi bilmiyor artık. Herkesin derdi kendine göre çok büyüktür. Bazı arkadaşlarım, ‘Çok mutsuzum, kız arkadaşımla kavga ettik’ falan diyor. Onlara diyorum ki, geceyarısı Şişli Etfal Hastanesi’nin acil servisine gidin. İnsanlar orada canlarıyla cebelleşiyor. Siz burada ‘Öldük, bittik’ diyorsunuz…

PANİK ATAĞI AYNADA YENDİM

Panik atağı nasıl yendiniz?
Kendi kendime yendim; ne psikoloğa, ne de psikiyatra gittim… Aynada kendimle konuştum, kitaplar okudum. Hayatı hem ciddiye alıp, hem de dalga geçmen lazım. Bir gün yatmadan önce aynanın karşısına geçip “Artık panik atak falan yok, hayatından çıkar” dedim. Ertesi gün gerçekten hallettim bunu. Ama 1.5 yıl çok sıkıntı yaşadım tabii.

MÜZİĞİ BIRAKINCA KÖFTECİ AÇACAĞIM

İleride müziği bırakmayı düşünüyor musunuz?
Şarkı söylemeyi bırakabilirim ama mutfağı bırakamam. Yani stüdyodan çıkamam, enstrüman çalmadan yaşayamam. Ömrümün sonuna kadar beste yapayım, enstrüman çalayım diyorum ama ömrümün sonuna kadar şarkı söylemek istemiyorum.

KÖYDE YAŞAMAK İSTERİM

Ticarete atılmayı düşünür müsünüz peki?
Bir köfteci dükkanı açabilirim. Babam eski milli futbolcu; o da, futbolculuğunun son dönemlerinde köfteci açmış. Yıllarca o dükkan baktı bize. Ben de kasada dururdum, telefonla sipariş alırdım. Bir de oradaki köfteyi çok severdim. Ticaretten hiç anlamam ama ufak bir dükkan açsam mı diyorum bazen. Belki birkaç sene sonra İstanbul’dan ayrılabilirim. Köy havası olan bir yerde yaşamak istiyorum.
İstanbul’dan mı sıkıldınız?
Annembabam da İstanbul’da ama şehre bir saat uzaklıkta bir yerlerde, gürültüden uzak bir yaşam isteyebilirim. 25 senedir alkollü ortamlarda çalışıyorum. O ortamlara melek gibi giren adam, iki dubleden sonra şeytan oluyor. Aklımda köy gibi bir-iki yer var, kısmet…
Sizi hayatta en çok ne sinirlendirir?
Eskiden sinirlendiğim birçok şeye şimdi sinirlenmemeyi öğrendim. Fakat işimle ilgili sahnede bir aksaklık olduğunda, ona asla tolerans gösteremiyorum. Konser esnasında bir sıkıntı olduğu zaman çok sinirleniyorum çünkü o, bizim ekmek teknemiz.
Sahne dışında neler yapıyorsunuz? Dostlarınızla neleri paylaşırsınız?
İnsanlarla hep mutluluğumu paylaşırım, dertlerimi paylaşmam. Ama çok dert dinliyorum şu sıralar. Güzin Abla’nın erkek versiyonu Hakan Abi gibi oldum. Bütün arkadaşlarım, ilişkileriyle ilgili sıkıntıları olduğu zaman bana gelip anlatıyor. Ben de onlara dilim döndüğünce bir şeyler söylemeye çalışıyorum. Aslında bana gelmemeleri lazım. Kelin ilacı olsa kendi başına sürermiş!

Kaynak: Sabah

2 yorum

Gülümay Özis

Hakan bey size bir ömur boyu saglik ve sihat diliyorum yuce mevladan …. hayat size her zaman cok güzellikleri versin ….

Hanife ünal

Daima sağlıklı ol kendine iyi bak oğlum seni seviyoruz

Yorum Yaz

Aşağıdaki HTML etiketlerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>

twenty − 2 =